Ana Sayfa  

Keratokonus

Kornea gözümüzün en ön tarafındaki saat camına benzeyen saydam tabakaya verilen isimdir. Kornea tabakası gözün birinci optik tabakası olduğu için görme kusurlarından birincil olarak sorumludur. Keratokonus hastalarında kornea tabakası hem incelerek hem de öne doğru şişkinleşerek konik bir şekil alarak (şekil 1) görmede ciddi bozulmalara yol açar. Kornea da bu değişimler ortalama olarak 13-14 yaşlarında başlar 30 -35 yaşlarına kadar devam eder. Keratokonus daha geç yaşlarda ortaya çıkan bir alt tipi olan Pellucid Marginal Dejenerasyon da ise hastalık 20’li yaşların ortalarında başlayarak 40-50 yaşlarına kadar ilerlemeyi sürdürür.

Şekil 1

Bu hastalıkların tedavisinde iki amaç vardır.

  1. Hastalığın ilerlemesinin durdurulması
     1. Korneal Kollajen Crosslinking
  2. Görmenin düzeltilmesi
     1. Gözlük
     2. Kontakt lens
     3. Kornea içi halkalar
     4. Korneal kollajen croslinking eşliğinde excimer laser
     5. Keratoplasti

Korneal Kollajen Crosslinking (CXL):
Riboflavin ve Ultraviyole A dalga boyunu kullanarak zayıflamış kornea kollajen yapısının kuvvetlendirilmesi (Şekil 1) esasına dayanır . Keratokonusun gerçek ve tek tedavisidir.  İşlem;  30 dakika korneanın riboflavin damla ile doyurulması amacı ile 2 dakikada bir riboflavin damla damlatılması, sonraki 30 dakika ise yine rivoflavin damla damlatılması ile birlikte UV A ışığının göze yansıtılması olmak üzere toplam bir saat sürmektedir. İşlem sırasında ağrı olmamakla birlikte  bazı hastalar yanmadan şikayet etmektedir. İşlem sonrasında 3 gün görmede bulanma, yanma batma şikayetleri olmaktadır.

Şekil 2:
Altta: Crosslinking uygulanmamış kornea
Üstte: Crosslinking sonrası korneada sertleşme

Tedavinin en önemli yan etkisi özellikle ince kornealarda yapıldığında endotel hasarına bağlı kornea ödemlenmesi veya korneada opaklaşma olmasıdır. Ancak son yıllarda özelikle korneaları sınırın altında olan hastalar için geliştirilen hipotonik riboflavin solusyonları ile ince kornealarda da bu tedavi güvenle yapılabilmektedir. Bu konudaki, sınırlar hakkında doktorunuz sizi bilgilendirecektir.

Tedavinin ana amacı keratokonusun ilerlemesini durdurmaktır ve başarı şansı %100’e yakındır. Hastaların %60’ında hastalıkta topografik gerileme izlenmektedir. Ancak topografik olarak izlenen bu düzelmenin her zaman hastalın görmesine yansıması beklenmemektedir. Tedavi sonrası ilk 1-2 ay görmede bulanıklık olması doğaldır. Tedavideki ilk pozitif  bulgular genellikle 3.ayda izlenmekte ve 6. aydan sonrası stabilite beklenmektedir.

Son yıllarda korneal crosslinking ile tedavi edilmiş gözlere hastanın sert kontakt lens bağımlılığına azaltmak amaçlı kontrollü eksimer laser uygulamaları yapılmaktadır. Kliniğimizde de 2010 yılı başından beri uygulanan yöntem ile laser ile düzensizlikleri düzeltilmiş, kalınlığı yeterli ise numarasında da düzeltme yapılan gözlere uygulanan ardışık Crosslinking tedavisinin sonuçları oldukça yüz güldürücüdür. Ancak bu uygulamalar  sert kontakt lens bağımlılığını azaltmak amacını taşımakta, kesinlikle gözlükten kurtulma amacı taşımamaktadır.

ÖZETLE:

  • CXL TEDAVİSİNİN ANA AMACI KERATOKONUS İLERLEMESİNİ DURDURMAKTIR
  • GÖRME ARTMASI BAZI HASTALARDA İZLENMEKLE BİRLİKTE TEDAVİDE HERZAMAN ÖNGÖRÜLEN BİR SONUÇ DEĞİLDİR.
  • İŞLEM SONRASI HASTANIN DAHA İYİ GÖREBİLMEK İÇİN SERT KONTAKT LENS, GÖZLÜK GİBİ ARAÇLAR KULLANMASI GEREKEBİLMEKTEDİR.
  • UYGUN HASTALARDA EKSİMER LASER TEDAVİSİ SONRASI UYGULANAN CROSSLİNKİNG TEDAVİSİ KONTAKT LENS BAĞIMLILIĞINI BÜYÜK ÖLÇÜDE AZALTMAKTADIR